Temmuz ayı ortasında Avrupa Birliği (AB), Tunus diktatörü, Cumhurbaşkanı Kays Said ile Tunus hükümetinin mültecilerin AB’den uzak tutulmasına yardımcı olacağı bir anlaşmaya vardı. Tunus hükümeti, IMF’nin ekonomik neoliberal ‘reform’larını da kabul ederse, karşılığında yaklaşık 1 milyar avro alacak.
Bu süreçte gerici popülist Cumhurbaşkanı Said, göçmenlere ve mültecilere karşı kitlesel bir kışkırtma yürütüyor. Tunus polisi, aralarında çocukların da bulunduğu Sahra altından insanları susuz ve yardımsız bir şekilde çöle terk ediyor.”
Sözde ahlaki değerleri olan AB de her gün Akdeniz’de mültecilerin boğulmasını acımasızca seyrediyor. Oysa artan göçmen ve mülteci sayısı, AB’ninkiler de dahil olmak üzere, öncelikle emperyalist politikaların bir sonucudur. Özellikle Afrika ülkeleri bugüne kadar emperyalist ülkeler tarafından sömürüldü, kaynakları yağmalandı ve sanayileşmiş ülkelerden yapılan ucuz ithalatla ekonomileri mahvedildi. Bu şekilde ülkeleri ebedi bağımlılık içinde tutmak istiyorlar.
Büyük emperyalist ülkelerin sorumluluğunu taşıdığı iklim değişikliği, Afrika’daki yaşam koşullarının kısmen dramatik bir şekilde kötüleşmesine yol açmaktadır. Bu da kaçışların bir başka nedenidir. Sömürülen ülkelerdeki insanlar, sömüren devletlerin ekonomik suçlarının sonuçlarına katlanmaktadır.
Şimdi Ukrayna savaşı da dahil olmak üzere emperyalist devletlerin savaşları, yağmalanan ülkelerdeki insanların durumunu daha da kötüleştiriyor. Yükselen gıda ve enerji fiyatları sefaleti ve açlığı artırıyor.
İşçilerin, çiftçilerin, kitlelerin bu yağmaya karşı direnişi, AB’den sözde ‘yardım parası’ alan diktatörlük rejimlerinin yardımıyla bastırılıyor. Böylece daha fazla insan kaçışa sürüklendiğinden, diktatörlere, gerici önlemlere, Avrupa’nın AB politikalarının kurbanlarına karşı izolasyonuna daha güçlü bir şekilde dönülüyor ve daha yüksek duvarlarla bir kale Avrupa inşa ediliyor.
Avrupa içinde de politika giderek daha gerici ve işçi karşıtı hale geliyor. İtalya’daki Meloni hükümeti gibi aşırı sağcı ve ırkçı güçlere ihtiyaç duyuluyor. AB, halklara karşı gericiliğin kalesidir.
Bu gerici, insanlık dışı politikaya ve onu yaratan kapitalist sisteme karşı çıkıyoruz!
Tunus’un emperyalist ve kapitalist AB ülkeleri yararına bir sınır muhafızı ve göçmen ve mülteci toplama kampı haline getirilmesini reddediyoruz!
Demokratik haklar, sosyal ve ulusal kurtuluş için mücadele eden bu ülkelerin halklarının ve örgütlerinin yanındayız.
Kapitalist ve emperyalist sömürünün olmadığı bir toplum için, dayanışmacı bir dünya için mücadele ediyoruz!
BU NEDENLE, TALEP EDİYORUZ:
- AB ile Tunus arasındaki göç anlaşmasına son verilsin!
- Göçmenlerin, mültecilerin ve onları kurtaranların kriminalize edilmesine hayır! Güvenli koridorlar ve kaçış!
- Göçmenler ve mültecilere karşı değil, göçün ve savaşların nedenlerine karşı mücadele!
- Bölünmemize izin vermeyelim!
- Sömürü ve yağma vurguncularına karşı birlikte mücadele edelim!
CIPOML Avrupa Parti ve Örgütleri:
- Almanya Komünist İşçi Partisi İnşa Örgütü
- Arnavutluk Komünist Partisi
- Danimarka Komünist İşçi Partisi
- Emek Partisi (EMEP), Türkiye
- Fransa İşçileri Komünist Partisi (PCOF)
- İspanya Komünist Partisi ML
- Komünist Platform, İtalya
- Revolusjon, Norveç
- Yunanistan Komünist Partisi Yeniden İnşa Örgütü (Anasintaxi)
ve
- Tunus Emekçileri Partisi (PTT)