Mayıs 1966’da Recife’de kurulan Devrimci Komünist Parti (PCR), Brezilya Komünist Partisi’nin (PCdoB) çizgisini eleştirerek ayrılan bir grup militan tarafından örgütlendi. PCR ilk andan itibaren uluslararası komünist harekette Leninizmden sapmalara karşı sert bir mücadeleyle karşı karşıya kaldı: Bir tarafta Sovyet revizyonizmi, diğer tarafta Çin Komünist Partisi’nin solculuk ve uzlaşmacılık karışımı sapmaları vardı.
Bu nedenle PCR’ye düşen görev, bu iki anti-Leninist yönelime karşı mali ve siyasi bağımsızlığı ilan etmek ve böylece “Brezilya’da devrimci komünistleri revizyonistlerden ve oportünistlerden geri dönüşü olmayan bir şekilde ayırmaktır. (PCR Tüzüğü)
PCR oluşumunun ilk çekirdeğini deneyimli bir köylü lideri olan Amaro Luiz de Carvalho ve gençler Manoel Lisboa de Moura, Selma Bandeira, Valmir Costa ve Ricardo Zarattini oluşturuyordu.
1966 yılında Parti, Brezilya sosyalist devriminin ve proletarya diktatörlüğünün öncüsü olarak işçi sınıfını savunduğu ilk programatik belgesi olan Devrimci Komünistler için 12 Maddelik Tüzüğü yayımladı.
Silahlı mücadele ve kitlesel mücadele
PCR, özellikle Alagoas, Pernambuco, Paraíba ve Rio Grande do Norte eyaletlerinin başkentlerinde ve şeker kamışı bölgelerinde kendini kabul ettirdi. Yaklaşık yedi yıllık bir dönemi askeri diktatörlüğe karşı silahlı direniş mücadelesinde güçlü bir rol oynayarak geçiren örgüt, kışlalara saldırılar ve şeker kamışı tarlalarının yakılması gibi gizli eylemlerin yanı sıra fabrika kapılarında bildiri dağıtma, öğrenci grevleri ve yürüyüşleri gibi çeşitli kitlesel eylemleri de teşvik etti.
1968’den itibaren diktatörlük rejiminin yoğunlaşmasıyla birlikte, demokrasi ve sosyalizm için mücadele eden birçok devrimci örgüt acımasız ve giderek artan bir zulme maruz kaldı. PCR cesurca direndi, ancak art arda sert darbeler aldı ve kısmen dağıldı.
22 Ağustos 1971’de Amaro Luiz de Carvalho, cezasını çekmekte olduğu Recife’deki cezaevinden salıverilmesinden iki ay önce idam edildi. 1971 ve 1972 yılları arasında PCR’nin bir başka köylü lideri, Amaro Félix Pereira öldürüldü. Ağustos/Eylül 1973’te ise polis, Parti’nin diğer üç önde gelen liderini – Manoel Lisboa de Moura, Emmanuel Bezerra dos Santos ve Manoel Aleixo – yakaladı, işkence etti ve öldürdü.
Aslında, bu yoldaşların hayatlarını kaybetmesi, Partinin organik yapısına, diktatörlüğe karşı mücadele deneyimine ve son olarak, Parti kolektiflerine yardım etme, ideolojik ilkeleri koruma, görevleri formüle etme ve eylemleri hazırlama çalışmalarında yorulmak bilmeyen yoldaş Manoel Lisboa’nın şahsında kristalize olan siyasi liderliğine büyük bir darbe anlamına geliyordu.
Yine de, 1970’lerin tamamı boyunca, PCR üniversite öğrenci hareketinde kararlı bir şekilde hareket ederek, Pernambuco’da, Pernambuco Öğrenci Birliği’nin (UEP) yanı sıra başlıca üniversitelerdeki öğrenci hareketlerinde etkili oldu. PCR ayrıca 1979’da hayata geçirilen Ulusal Öğrenci Birliği’nin (UNE) yeniden yapılandırılması için seferber olunmasında da önemli bir rol oynadı ve 1981’de bugün A Verdade gazetesinin editörü olan yoldaş Luiz Falcão tarafından temsil edilen kuruluşun başkan yardımcılığını elde etti.
Bu dönemin bir başka önemli olayı da PCR lideri ve Pernambuco Federal Üniversitesi’nde öğrenci lideri olan Edival Nunes Cajá’nın tutuklanmasıydı. Cajá, 12 Mayıs 1978’de Recife kentinde kaçırılıp tutuklandı ve üç gün sonra 12 binden fazla UFPE öğrencisi işkencenin sona ermesi ve Cajá’nın serbest bırakılması için eylem düzenledi. Ayrıca Brezilya genelinde ve yurt dışında dayanışma eylemlerinin yanı sıra Katolik Kilisesi’nin Dom Hélder Câmara’ya bağlı kesimlerinin katılımı da söz konusuydu.
İlk haftanın sonunda fiziksel işkence durduruldu ancak Cajá 1 Kasım’a kadar cezaevinde kaldı. Aynı ayın 21’inde maruz kaldığı işkenceyi kınayan röportajlar verdiği için tekrar tutuklandı ve ancak ertesi yıl 1 Haziran’da serbest bırakıldı. Cajá bugün Pernambuco’daki Manoel Lisboa Kültür Merkezi’nin başkanlığını yapıyor.
Komünistlerin birleşmesi ve PCR’nin yeniden kurulması
Temmuz 1981’de PCR militanları, siyasi ajitasyonlarını ve Brezilya komünist güçlerinin birliğini hedefleyen daha geniş bir kitle çalışmasını yürütmek için kendilerini ulusal düzeyde daha iyi ifade etmek amacıyla, Parti’yi Ekim Devrimci Hareketi 8 (MR-8) ile birleştirmeye karar verdiler. Ancak, yeni ortaya çıkan bu örgüt görevlerinin üstesinden gelemedi ve yavaş yavaş devrimci ilkelerden, Partinin Leninist biçiminden uzaklaştı ve ulusal antiemperyalist burjuvazinin çıkarlarıyla uzlaştı. Böylece, Şubat 1995’te, uzun bir iç siyasi mücadeleden sonra, PCR’nin orijinal çekirdeği MR-8’den kesin olarak ayrıldı ve Devrimci Komünist Parti’nin yeniden kuruluşunu başlattı.
PCR’nin yeniden kurulmasıyla birlikte, Parti tarihinde ilk kez bir gençlik örgütü (UJR) kuruldu.
1998 yılında Parti, kapitalizmin gelişiminin, Brezilya’daki ve dünyadaki sınıf mücadelesinin ve bu durum karşısında Partinin görevlerinin daha olgun ve kesin bir şekilde formüle edildiği İkinci Kongresini gerçekleştirdi. Aynı yılın Aralık ayında, PCR’nin yayın organı olan A Verdade’nin ilk sayısı çıktı ve Parti’nin ajitasyon, propaganda ve örgütlenme çalışmalarının büyümesinden büyük ölçüde sorumlu oldu.
O tarihten itibaren Parti daha düzenli hale geldi ve ulusal düzeyde büyümesini sürdürdü. Ağustos 2003’te, İkinci Kongrenin devrimci çizgisini yeniden teyit eden ve tüzüğünün derinlemesine yeniden formüle edilmesini teşvik eden Üçüncü Kongre düzenlendi.
PCR, 2004 yılından beri Uluslararası Marksist-Leninist Parti ve Örgütler Konferansı (CIPOML) üyesidir.